Sunday, February 14, 2010

şamda kayısı.

bu kafayla büyük çözümlemelere gidilmiyor işte. işteş filleri kullanmayı tercih bile etmiyorum konu yakın ben uzak olunca. yağmurda yürürüken balkonda çamaşır unuttum mu diye düşünen komşum gibi 2 yumurta 1 ekmek aıp eve yürümek varken, ben koca koca, içi boş, yazım yanlışı aramayan ama yanlış kaynayan özünde bir düzine balonla bir dizi çizemediğim günün espirisi içinde yokuş aşağı yürüdüm yine. kafiye istemiyorum cidden yazarken ama lanet elim alışmış gibi dışlıyor kipleri, emir istek dinlemeden. bide karar verdim çok da iyi niyetli olmak ve olmayı istemek başlangıçlar ve sonlar için gereksiz kaçıyor, nasıl olsa onlu onsuz aynı döngüde başlayıp son buluyor farklı vakalar. şu günlerde imsaki takvimi misali her aya bir kılıf biçesim ve şubatı dışlayasım var, bide devrik cümlelerden kurtulursam tam olucak sanki.

aklımda da bi şarkı dönüp durdu bügün > the sunshine underground -coming to save you

0 yorum:

Post a Comment