Sunday, March 14, 2010















hayır. büyümekle ilgili yazı yazamam. tavsiyem sizde yazmayın.
loş ışığı seviyor ve gayet önünü görüyorken birinin habire florasanı açamaya çalışması gibi, zorlamadan olsa daha bi çekilesi durumlar gibi. mart beni daraltıyor, hayır haneme yeni sayılar kattığından değil, nisana bağlamasını sevmediğimden soğuğun. kafamdan asetonla kollidyum kazırken hemşire, aklımdan geçen bi tek şey vardı sanırım, çağrışımlarla yaşayan varla yok arası saplantılardan kurtulursan nereye gitmek istersin ki kafa yormanın serbestliği tartışılmasın? yada var mıdır üçle beşin farkını bi tepsiye döküp eleyen, manasızlık içinde mana arayan elini şak diye suratıma yapıştırsın? olsaydı da ayıltmazdı kolayca .nihayeinde post-modern gas odası penceresiz dört duvar.

0 yorum:

Post a Comment