Wednesday, March 31, 2010

Bizzat kendim tecrübe ettiğimden diyebilirim ki yıl içinde zilyon tane etkinliğin, belli belirsiz nedenlerden dolayı %40ına falan anca katılabilirsiniz. Söz konusu konser olunca ülkemizde elle sayılır nitelikte olduğunuda göz önüne alırsak iste %30una falan anca katılıyoruz. Birde "nası ya cidden O'mu geliyomus" dediğiniz insanüstü varlıkların İstanbula iştirak ettiklerini öğrenince, eller kros yapılıyor, bekleniyor. Ama salak gibi ilk duyulduğunda en yakın biletixe falan koşulmuyor. Bob Dylanı bir daha dinleme şansım yüksek ihtimal olmaz ama olursa da yanına gidip, "walla Bob'cum İstanbula gelmiştin ama, ölye okul mokul koşturuken sana bilet alamadık bi baktık tükenmiş biletler, gönül istedi tabi 375 verelim en önden izleyelim, amma velakin cümbür cematin pek hoşuna gitmedi bu." diyebilirm.
artık cemil topuzlu yakınlarında direk falan varsa bi çıkar bakarız diyorum. sende bunun üzerine bana "dont think twice, it's all right" diyorsun, biliyorum.





















So I’ll just say fare thee well
I ain’t sayin’ you treated me unkind
You could have done better but I don’t mind
You just kinda wasted my precious time
But don’t think twice, it’s all right.

0 yorum:

Post a Comment