Tuesday, May 5, 2009

cherry talking.

bi dolu iş var yapılması gereken bi sürü kitap okunası, bi sürü şarkı yapmışlar yine, bi sürüde insan görüesi. ama ki sansürlü yaşıyoruz yavaştan, vakit bile kalmıyor harcansın futursuz. psikoanalizler mi bunaltıyor sizi ozaman alın bi best-seller okuyormuş gibi yapın çimlerde. insanları gözlemek mi zihin açar, portakal suyumu. cok fazla düşünmek ki algıyı zayıflatır gözlemek de şunu bunu aynı etki yapıyomuş. kahvede yaramıyor artık bağımlı bünyelere. sanırım aldığım yegane drama dersleri beni gereksiz monoglara sürüklüyor şu sıralar. en azından kendi içimde.

monologlardan diologlara gecersek
uzun uzun anlatılan yakınmaların sonunda karsı taraftan aldıgnız yegane tavsiyeler"hava değişikliği lazım sana"cümlesi ile bitiyor ve böylece medet umulan sahış çok da kolay ve güzel bir şekilde tek cümleyle en yapılası hareketi beyan edip bir de bunun inandırıcılığını " çok sıkılmmısn belli, değişiklik lazım, hava değişikliği!" diyerek tescilliyorsa, size yakınmaları unutmak ve "hava değişikliği" soru baloncuğuyla boğuşmk kalır. gerçi son an planları hep sakata geldiğinden pek de önemsenmez ama yer eder orda bi yerde. nitekim an gelir uygulanır. evet bu durum böyledir. bizzat yaşanmıştır!

nedir bu hava değişikliği ki? şehrin,ülkenin sınrıları içine girince oksijen miktarına göre kalbiniz beyninz başka mı çalışmaya başlar? bilimselliğini araştırmadım ama dürtülerle hareket etme potansiyeli yüksek biri için sadece bir arkadaşla yapılan kısa bir konuşma bile gayet tetikleyici olabiliyor.naçizane

sahil havası ki iç açıyor soguk vursa bile. bir iki şarkı kazınır beyne portakal suyu bile işlemiyor o sıra. hava değişiliği bu hafife alınmaz. baharsa ki gelen, gidilen yer ne uzak ne zor, ki bütün böcekler benimle aynı fikirde!




0 yorum:

Post a Comment